Epoksi zemin kaplamaları, işyerleri, fabrikalar ve depolar gibi mekanlarda dayanıklı ve estetik bir zemin çözümü olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Ancak epoksi kaplamaların uzun ömürlü ve sorunsuz olması için uygulama öncesinde zeminin neminin giderilmesi ve uygulama sonrasında doğru koşullarda kürlenmesinin sağlanması kritik öneme sahiptir. Epoksi uygulaması öncesi ve sonrası kurutma işlemlerinin neden önemli olduğunu özellikle betondaki nemin epoksi kaplamaya etkisi ve epoksinin kürlenme sürecinde sıcaklık ve nem kontrolünün yapılması gerekmektedir.
Epoksi Uygulaması Öncesinde Zemin Neminin Kontrolü ve Kurutma
Epoksi kaplama yapılacak beton zeminin yeterince kuru olması, başarılı bir uygulamanın ilk şartıdır. Beton, gözenekli bir malzeme olup içerisinde önemli oranda su barındırır. Yüzey kuru görünse bile beton kütlesinin içinde %5’e varan oranlarda serbest su bulunabilir ve bu miktar, epoksi kaplamada ozmotik kabarcıklanma (blistering) sürecini başlatmaya yetecek düzeydedir . Nitekim K.U. Leuven ’de yapılan bir araştırmaya göre beton yüzey “kuru göründüğünde” dahi bu oranda nem içerdiği tespit edilmiş; bu nem kaplama altında hapsolduğunda ozmoz etkisiyle epoksi tabakası içinde kabarcıklar oluşup kaplamayı kaldırabilmektedir . Dolayısıyla, epoksi reçinesini dökmeden önce betonun iç neminin uygun seviyelere indirilmesi şarttır.
Beton zemindeki yüksek nem, epoksi reçine ile zemin arasındaki aderansı (yapışmayı) olumsuz etkiler. Beton içindeki su buharı, epoksi ile beton arasına basınç uygularak kaplamanın zeminden kopmasına veya tabakalar halinde ayrılmasına (delaminasyon) yol açabilir . Bu durum, endüstriyel zemin kaplamalarında sık görülen ve kaplama başarısızlığına neden olan ciddi bir sorundur. Özellikle nemli beton üzerine uygulanan epoksi kaplamalarda zamanla kabarma ve boya atması gibi problemler ortaya çıktığı, saha gözlemleri ve deneylerle de doğrulanmıştır . Su buharının beton içerisinden yukarı doğru hareketi, epoksi tabakası altında hidrostatik bir basınç oluşturarak kaplamayı yerinden kaldırabilir. Akademik literatürde bu olgu “nem buharı geçişi” ve ozmotik basınç etkisiyle açıklanmakta olup, gerekli önlemler alınmazsa en kaliteli epoksi malzemelerde bile başarısızlık yaratabildiği belirtilmiştir .
Epoksi kaplama yüzeyinde nem veya hava kaynaklı küçük kabarcıklar (pinholes) oluşabilir. Yetersiz kurutma sonucu betonun içinden çıkan su buharı veya hava kabarcıkları, epoksi yüzeyinde bu şekilde kusurlar oluşturabilir.
Yeni dökülmüş bir beton şapın tamamen kurumasi haftalar sürebilir. Zemin kaplama sektöründe genel kabul gören ölçütlere göre, beton nem oranı ağırlıkça yaklaşık %3,5–4,5 seviyesine inmeden üzerine epoksi gibi kaplayıcı malzemelerin uygulanmaması önerilir . Tramex firmasının beton nem ölçüm kriterlerine göre, ortalama ortam koşullarında beton içinde %4,5 nem “yeterince kuru” kabul edilirken, daha kuru iklimlerde %4’ün altı hedeflenmelidir . Bu eşiğin üzerinde kalan nem miktarı, ahşap ya da epoksi fark etmeksizin pek çok zemin kaplamasında yapısal bozulmalara ve pahalı onarımlara yol açabilecek kaplama hasarlarına neden olabilmektedir . Sonuç olarak, epoksi uygulaması öncesinde zeminin profesyonel ısıtıcılar ve nem alıcılar kullanılarak kurutulması, betonun içerdiği nemin güvenli seviyelere çekilmesi için elzemdir. Uygulama öncesi zemine kaletyum klorür (CaCl₂) testi veya nem ölçer cihazlar ile yapılacak testler, betonun epoksiye hazır olup olmadığını doğrulamak için standart bir prosedürdür . Bu testlerde yüksek nem tespit edilirse, epoksi dökümüne geçilmeden önce ek kurutma tedbirleri alınmalıdır. Firmamızın sunduğu kurutma hizmeti de tam bu noktada devreye girerek zemin nemini istenen değerin altına düşürmekte, böylece epoksi kaplamanın sağlıklı bir zemine uygulanmasını sağlamaktadır.
Epoksi Uygulaması Sonrasında Kürlenme Sürecinde Kurutma ve İklimlendirme
Epoksi reçinesi, bileşenleri karıştığı andan itibaren kimyasal bir kürlenme (sertleşme) reaksiyonuna girer. Bu reaksiyonun sağlıklı ilerleyebilmesi için ortam sıcaklığı ve neminin üretici tavsiyelerine uygun aralıklarda tutulması gerekir. Epoksi üreticileri genellikle ideal uygulama sıcaklığı olarak 15°C – 30°C aralığını önermektedir. Örneğin, çoğu epoksi sisteminde ortam sıcaklığı 16°C’nin altına düştüğünde reaksiyon belirgin şekilde yavaşlar ve reçine normal sürede sertleşemez; bu durumda kaplama yüzeyi beklenenin aksine yumuşak veya yapışkan kalabilir . Düşük sıcaklıklarda epoksinin kürlenme süresi uzadığı için zemin uzun süre kullanıma hazır hale gelemez ve kaplama istenen mekanik dirence zamanında ulaşamaz . Öte yandan, sıcaklığın çok yüksek olması da istenmez; 30°C üzerindeki sıcaklıklar epoksinin aşırı hızlı priz almasına yol açarak içinde hava kabarcıkları hapsolması, yüzeyde dalgalanmalar veya yapışma sorunları yaratabilir . Dolayısıyla, uygulama sonrası kürlenme döneminde ortam sıcaklığını kontrollü tutmak için ısıtıcı ve gerekiyorsa soğutma sistemleriyle bir iklimlendirme yapılması önemlidir.
Ortam bağıl nemi de epoksi kürlenmesinde kritik bir faktördür. Yüksek nem, epoksi reçinesinin kimyasal sertleşme reaksiyonlarına müdahale edebilir ve istenmeyen yan ürünlere yol açabilir. Yapılan çalışmalar, ortam nem oranının %70–80’i aştığı koşullarda epoksinin yüzey kalitesinde ve mekanik özelliklerinde belirgin bozulmalar görüldüğünü ortaya koymuştur . Havadaki aşırı su buharı, epoksinin sertleşmesi sırasında yüzeyde “amine blush” denilen mumumsu beyaz bir tabaka oluşmasına neden olabilir; bu tabaka epoksinin estetiğini bozmanın yanı sıra, sonraki katmanların yapışmasını da engelleyerek kaplamanın bütünlüğünü riske atar . Yüksek nem aynı zamanda epoksinin kürlenme süresini uzatır ve yüzeyin tam sertlik kazanmasını geciktirir; sonuçta kaplama yüzeyi tıkalı (yapışkan) kalabilir veya kalıcı yapışmazlık sorunları ortaya çıkabilir . Uzmanlar, epoksi uygulaması sırasında ve hemen sonrasında ortam neminin %40-60 aralığında tutulmasının en ideal koşulları sağladığını , nem oranı %85’in üzerine çıkmamasının gerektiğini vurgulamaktadır . Aksi halde, kürlenme sırasında yüzeyde bulanıklık, kabarcıklanma veya parlaklığın matlaşması gibi kusurlar oluşabilir ve katmanlar arası aderans zayıflayabilir .
Yüksek nemde kürlenmiş epoksinin nihai dayanımı da düşük neme kıyasla zayıf kalmaktadır. Laboratuvar deneyleri, yüksek nem altında sertleşen epoksi reçinelerinin hedeflenen mekanik mukavemete tam olarak ulaşamayabildiğini , bu durumun kaplamada kırılganlık artışı veya çizilme direncinde azalma şeklinde kendini gösterebildiğini ortaya koymuştur . Bir başka deyişle, epoksi ne kadar doğru formüle edilmiş olursa olsun, kürlenme ortamı uygun değilse malzemenin performansı olumsuz etkilenir. Örneğin, bir çalışmada epoksi yapıştırıcıların daha yüksek sıcaklıkta kürlenmesinin aynı sürede daha yüksek bağ dayanımı sağladığı, dahası yüksek sıcaklığın epoksinin dokunma kuruluğuna ulaşma süresini kısalttığı gösterilmiştir . Buna karşılık, düşük sıcaklıkta uzun süre bırakılan epoksi örneklerinde yapışma mukavemetinin hedeflenen seviyenin altında kaldığı rapor edilmiştir . Bu bulgular, epoksi uygulamalarında ısı kontrolünün ne denli önemli olduğunu bilimsel olarak kanıtlamaktadır. Nitekim uygulama sonrasında ortamın ısıtıcılar kullanılarak önerilen sıcaklık bandında tutulması, epoksinin 48 saat gibi bir sürede tasarım dayanımına ulaşmasını kolaylaştırmakta; çok uzun süre kürlenmeye bırakılan (örneğin 72 saati aşan) durumlarda ise yüzey mukavemetinde azalmalar görülebilmektedir .
Epoksi kaplama yapıldıktan hemen sonra firmamız tarafından sağlanan ısısal kurutma ve nem alma hizmeti , yukarıda belirtilen istenen ortam koşullarını sağlamaya yöneliktir. Bu hizmet kapsamında, kaplamanın kürlenme süresince bulunduğu ortamın sıcaklığı ideal aralıkta tutulur ve endüstriyel nem alıcılar ile bağıl nem seviyesi kontrol altında tutulur. Örneğin, yağışlı veya nemli hava koşullarında kaplamanın uygulandığı mekanda nem alıcı cihazlar çalıştırılarak nem yoğunlaşması ve yüzeyde terleme olması engellenir. Soğuk kış aylarında ise ısıtıcılar sayesinde ortam sıcaklığı düşürülmeyip epoksinin kürünü tamamlaması için gerekli minimum sıcaklık sağlanır. Bu kontrollü şartlar altında epoksi, üreticinin öngördüğü sürede kimyasal olarak sertleşir ve kaplama, maksimum aderans ve dayanım özelliklerini kazanır. Sonuç olarak , uygulama sonrası uygun kurutma ve iklimlendirme yapılması, kaplamanın hem kozmetik kalitesi hem de uzun vadeli dayanıklılığı açısından vazgeçilmezdir.
Hem literatürdeki akademik çalışmalar hem de saha tecrübeleri, epoksi zemin kaplamalarında nem kontrolünün başarı açısından kritik olduğunu açıkça göstermektedir. Epoksi uygulaması öncesinde beton zeminin neminin profesyonel ekipmanlarla kurutulması, kaplama altında kalabilecek gizli nemin yol açacağı kabarma ve yapışma sorunlarını önceden engeller. Uygulama sonrasında ise epoksinin kürlenme sürecinde ortam sıcaklığı ve neminin kontrol edilmesi, kaplamanın tasarlandığı performans özelliklerine ulaşmasını sağlar. Yüksek nemli veya çok soğuk ortamlarda kontrolsüz şekilde bırakılan epoksi kaplamaların, gecikmiş kürlenme, yüzey kusurları (ör. amine blush, bulutlanma) ve düşük mekanik dayanım gibi problemlerle karşılaşma riski büyüktür . Öte yandan, bilimsel verilerle de desteklendiği üzere, uygun kurutma ve iklimlendirme uygulandığında epoksi kaplama optimum sürede tam kürüne ulaşır ve zemin ile güçlü bir bütünleşme sağlar .
Özetlersek, yeni kurulan işyerleri, fabrikalar, depolar veya zeminini yenilemek isteyen kuruluşlar için epoksi zemin kaplaması yaptırmadan önce uzman bir kurutma hizmeti almak uzun vadeli bir yatırımdır. Bu sayede hem uygulama esnasında beklenmedik sorunlar minimize edilir hem de kaplamanın ömrü ve dayanıklılığı artırılır. Firmamızın sağladığı epoksi öncesi ve sonrası kurutma hizmeti, akademik olarak da önemine değinilen bu kritik süreci güvence altına alarak zemin kaplamalarınızda kusursuz bir sonuç elde etmenize yardımcı olur. İdeal nem ve sıcaklık koşullarında uygulanıp kürlenen epoksi zeminler, gerek estetik görünüm gerekse yapısal bütünlük açısından en yüksek performansı gösterecek ve uzun yıllar sorunsuz hizmet edecektir.